13 Şubat 2009 Cuma

Tutkuyla Karışık Hüzünlü Bekleyişlerin Gizemli Dansı

*Özlemek, yaşarken her nefes alışımızda içimizden bir şeyler götüren, bir şeylerin eksikliğini hissettiren, kalabalık yalnızlığımızın en yakın arkadaşı ve o tarifi zor duygu... Alışageldiğimiz, kurduğumuz düzenin iniş çıkışlarında adını sıkça duyduğumuz, şu ya da bu şekilde yaşamak zorunda olduğumuz, benliğimizde kimi zaman derin izler bırakan, kimi zaman onulmaz yaralar açan, hiç beklemediğimiz anda karşımıza çıkıp bizi şaşırtan, ama asla unutamadığımız hasret damlacıkları. Uzaklardaysanız ülkenize, taşına, toprağına, vatanınızın yeşilliklerine, denizlerine, çiçeklerine, evinize özlem duyarsınız buram buram. Yakınlarınızdan ayrıysanız her birinin kokusu burnunuzda tüter âdeta. Arkadaşlarınızı, eşinizi, çocuklarınızı, bazen de çok özel dostlarınızı özlersiniz. Sebebini tam olarak kendinize bile ifade edemediğiniz özlemlerinizle içiniz kavrulurken, sevginizin şiddetini hissedersiniz derinden derinden. İçinde, yüreğinize sığmayacak kadar büyük bir sevgi, gözyaşı, sabır, tutku, alışkanlık... Hepsinden vardır bir parça. Biraz isyan, belki biraz korku ve tarifi zor bir iç burukluğu da eklidir özleminize. Özlediğiniz her kim ve ne ise, sonunda kavuşmak varsa eğer; kucaklaşmanız özlemlerinizin son durağı olacak ve beklentileriniz yerini sımsıcak güzel duygulara bırakacaktır. Sevdiğiniz, özlemini günlerce, haftalarca, aylarca, belki de yıllarca çektiğiniz o güzel insanı karşınızda gördüğünüz andaki iç ürpertiniz, kollarınız boynuna sımsıkı sardığında delice çırpınışlara bırakır yerini. Yürek sesiniz kollarınıza söz geçiremez olur. Sıkı, daha sıkı, sımsıkı sarar ve bir daha hiç ayrılmak istemezsiniz artık ondan. İşte o an duyduğunuz o doyumsuz haz sizi daha o anda yepyeni özlemlere hazırlar, siz farkında olmadan üstelik. Kavuşmanın hazzını, tadını ve doruklardaki sevgiyi tadabilmektir esas güzel olan, onca zaman çektiğiniz özlem olsa bile değmiştir tüm sıkıntılara ve kaygı dolu yürek çarpıntılarına. Ama özleminizin sonunda kavuşmak yok, kaybedilenler varsa geride, herhangi bir sebepten; işte o zaman özleminiz katranlaşmış bir macun misali simsiyah bir örtü bırakmıştır duygularınızda bir yerlerde. Hatırladığınız anda içinizi acıtan, gözlerinizi nemlendiren, pişmanlıklarınızı çağrıştıran sessiz çığlıklar kopar yüreğinizde. "Keşke" leriniz artar bir anda elinizde olmadan. Yaşadığınız ânın değerini bilmediğiniz, özel dostlarınıza yeterince zaman ayırmadığınız, hayatınızın her dakikasından mutluluk payları çıkarmadığınız için hayıflanır durursunuz boş yere. Elinizden gelse zamanı geri getirmeyi istersiniz delicesine, pişmanlık duyduğunuz her ânı değiştirebilmek için. Ama ne mümkün! Yaşanmış yaşanmıştır bir kere. Özlemler hayatımızın bir parçasıdır, her koşulda olacaktır, kuşkusuz. Asıl olan "keşke"lerin ve pişmanlıkların az olduğu özlemleri yaşamaya çalışmaktır belki de, elimizden geldiğince. Ayrılıkların, yalnızlıkların ve özlemlerin kavuşma ile noktalandığı sonlarda, gülen gözlerinizi görmek ümidi ile... Sevgiyle kalın. * YAŞANMIŞ YAŞANMIŞTIR VE KEŞKE DEMEDEN ÖNCE ELİNİZDEKİLERİN KIYMETİNİ BİLİN!

5 yorum:

Paşa dedi ki...

merhabalar; özlemle o kişiye duyulan sevginin büyüklüğnü ve kıymetini anlıyoruz.elimizdekilerin kıymetini bilmeliyiz gerçekten güzel bir yazıydı..

Yelda dedi ki...

Süperr bir yazı teşekkürler

Unknown dedi ki...

YAZI ÇOK GÜZEL CANIM YAZAN ELLERİNE SAĞLIK VE HERKESİN SEVGİLİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

Adsız dedi ki...

Paylaşımın için çok teşekkürler canım.
Sevdiklerimizin kıymetini bilelim.
Çok doğru.
Sevgilerimi yolluyorum.

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

çok anlamlı sözlerle bezeli bir yazıydı sevgili beyaz mendil.
umarım kaybetmeden önce,çok az hata yapmış oluruz...
sevgiler NuNu