| DOĞUM GÜNÜM
Yeni bir yaş,
Benim için yepyeni umutlarla dolu olmalıydı halbuki yeni planlar yeni insanlar herşey yeni bir yaşa uygun olmalıydı. Yeni bir bakış açısı,
Bir yaş daha büyümüştüm, sevinmem gerekiyordu ve hayata bu yaşın verdiği şekilde bakmalıydım artık bir yaş daha olgun olmalıydı düşüncelerim, olgunlaşmalıydı onlarda. Yaşla beraber ilerleyecekti herşey.. Yeni bir hayal,
Başka hayaller düşüncelerimi süslemeliydi, hayallerimde büyümeliydi gelişmeliydi, düşüncelerim derinleşmeliydi. Bütün bunların aslında gerçekleşmeyeceğini de bu yıl daha çok anlamalıydım. Yeni bir yüz,
Aynaya bakıp değişenlere gülmeliydim belkide, bir yıldaki değişiklik gülüşümde, gözlerimde, çehremdeki değişikliği sindirmeliydim. Yeni bir yaşın başında aklıma kazımalıydım yüzümdeki her ayrıntıyı, diğer yılda bu yılki gibi olmayacaktım. Yüzümdeki ben, bir yıl daha olgun bakmalıydı gözlerim daha ciddi durmalıydı dudaklarım. Yeni bir yılda olmayacaklarda vardı.
Bu kadar bıkmamalıydım herşeyden daha çok bağlanmalıydım
hayata, kopmamalıydım deli rüzgarlara aldanmamalıydım savrulmamalıydım. Sahte bakışlara ve beni yanıltan sözlere kanmamalıydım. Takılan maskelerin ardındaki gerçeklerden korkmamam gerekir ve onlarla yüzleşmekten çekinmemeliydim, gördüklerimden dolayı üzülmemeliydim. Maske takacak kadar
benliğini yitirmiş kendini kaybetmiş, olmadıkları kendilerini yansıtmayan şekilde davranıp gerçekleri gizleyen herkesten ürkmemeliydim. Gerçekler peki,
Bu yılda olmayacağını bile bile, olabilme ihtimalini düşünmemem
gerektiğini bilmeliyim.
Yeni bir yaşımda, hiçbir zaman yanımda olmadığın gibi olmayacağını, belkide hiç hatırlamayacağını, önemsemeyeceğini bile bile bunu düşünmekten kendimi alıkoymam gerektiğini bilmeliyim.
Mutlu bir günümde, seni düşünerek ve içimin acımasını kontrol edemeyerek gözlerimin buğusunu saklamak için çaba harcamam gerektiğini biliyorum.
Saklamak gözlerin arkasına umutsuzluğu, acıyı, kederi en önemlisi hepsinin sebebi seni. Yalancı bir gülüş takınıp ne mutluyum diye aldanmak. Asıl olması gereken istediğim, geçen zamana hıçkırarak ağlamak, ömrümün yarısını tüketirken aslında yaşanmışlardan hiçbirşey anlamamak, nefes alamayacakmış gibi olmak, bıkmak, bezmek ve aslında hiç büyümediğimi görmek. İşte şu resimdeki çocuk ben değilmiydim,
Bakışlarım hep aynıymış mahzun duruşum resimde nasılda belli. Hüzünlü bir örtü serili adeta yüzüme kaderi bilmeden. İşte oyuncaklarım, ağlayan bebeğim, beslediğim kedi, sokakta gizlice sevdiğim baktığım köpek, ya kızıpta dövdüğüm çocuk, oyun arkadaşlarım, oyun oynamak için gizlice kaçtığımız kızlar, parktaki su birikintisinde tiksinmeden dokunduğum kurbağa yavruları, evcilik oynarken kullandığımız o koca taşlar, ah fışkırırcasına yerden biten otlar, o sarı çiçekli ağaçlar, tırmanırken hiç düşmediğim dallarından incir topladığım o yaşlı incir ağacı, çocukça bir neşeyle nefes nefese koştuğum sokaklar ip atladığım kaldırımlar hepsi aklımda bunların. Silenlere üzülsem de kalanlarla yetinmeye çalışıyorum. Korumaya çalışıyorum onları.
Yeni bir yaşta birazını daha kaybedeceğimi biliyorum öğrenmiştim bunu zamanla. Acaba herşeyi bir gün unutsam, sana olan hislerim ve anılarım silinirimiydi bu mümkünmüydü...... |