17 Ocak 2009 Cumartesi

UNUTMAK

Unutmak belki de çok önemsemediğimiz bir konu.Üzerine düşünülmüyor, farkında olmadan gerçekleştirdiğimiz bir eylem unutmanın zamanı; insanlar ne zaman unutmayı isterler?Tek bir cevabı var,acı çektiğimiz zaman,acıya tepki olarak unutmaya başlıyoruz.Unutmayı istiyoruz, üzüldüklerini, hoşuna gitmeyenleri unutmak istiyor insan.Kimse hoşuna giden, güzel anılarını unutmak istemez. unutmanın süresi; şok dışında, kimse bir anda unutmak istediklerini unutamaz.Herkese göre değişir bu süre..insan bu sürecin sonunda unutmayı –tamamen- başarmış olabilir de, unuttuğunu da sanabilir… Unutmak, küçücük bir bakışı, tek bir gülümsemeyi unutmak için bile bütün bir zaman dilimini unutmak gerekir.Bastığın bütün yerleri, gördüğün bütün yüzleri, bahçedeki gülleri, sokak lambasını, her şeyi , bütünüyle bir zamanı unutmak gerekir.Bu da büyük bir azalmadır bellekten,düşünebilir misiniz ki,bir akşamın yarım saatlik bir dilimine dair hiçbir anınız yok ama daha öncesi ve sonrasını hatırlıyorsunuz… Unutmak ve hatırlamak…unutmadan hatırlanamaz hiç bir şey.Belki bellekte yer açmak için,unuttukça unutulur acısı yaşananların ve unuttukça yeni deneyimlere açılır insan.Tekrar tekrar yenilmek olabilir mi unutmadan,hatırlamak unutmanın tersi değildir.ikisi birbirine dayalıdır.Her şeyi unutmasak hiçbir şeyi hatırlamıyor olurduk. Unutmayı hatırlamak; Geçmiş zamana dair bir şeyi unutmuşsunuz.sonra, onu unuttuğunuzu hatırlıyorsunuz ve onları unuttuğunuzu da daha sonra aklınıza geliyor.bununla ilgili unutma bahçesinden bir cümle ‘’ne zaman bir şey unutsam aklıma bir şey unuttuğum geliyor’’ unutmak, insanın anılarına veda etmek istemesi, bilinçli olarak belleğinden çıkarma çabasının sonucu.Bir de bilinçli yapmadığımız unutma eylemi var; kapıyı açmak için gidildiğinde elindeki kalemi vestiyere bıraktığını unutmak, onu ararken neyi aradığını unutup, hatta amacını unutup oturup televizyon izlemek ve sonra vestiyerin yanından geçerken kalemini görüp, unuttuğunu hatırlamak…bu daha çok unutkanlık olmalı.dikkatsizlik , kafayı toparlayamama, düşünceye odaklanamama ve sonucunda akıldan çıkma. Unutmak, insan için, aklın istediği, mantığın istediği bir eylem,duygulara kulak verilirse, onlar unutmayı pek desteklemez.Her şeye yeniden başlamayı isteyen, eskileri silmek isteyen , yeniden yaşamayı isteyen mantıktır çünkü “Unutmak” öylesine bir olgudur ki kimi zaman onu gerçekleştirmek için çabalarsınız ama başaramazsınız, kimi zaman ise o kendisini gerçekleştirir sizden bir yardım almaksızın… ve düşüncenizdeki kilitlerden kurtulursunuz. Unutmak aslında iki sıfatı hak eden bir şeydir. Kimi zaman “iyi”, kimi zaman “kötü” sonuçların doğmasına sebep olur. Bu yüzden de hak ettiği sıfatlar kimi zaman “iyi” kimi zaman “kötü”dür. Dedik ya unutmak bazen iyidir, bazen de kötüdür diye. Kişi hayatı boyunca neler yaşar neler… En acı şeylerden, en güzel şeylere kadar. Fakat öyle bir gün gelir ki ne acı şeylerden ne de güzel şeylerden bir iz kalmıştır hafızada… Acı şeyleri hiç unutmasak, acımız hiç hafiflemese, düşünsenize bir ne hale gelirdik! Üst üste sıkıntılar, üst üste üzüntüler derken yıkılır giderdik…Aslında unutmak böylesine güzel bir nimet…Peki ya güzel şeyler neden unutulur?

1 yorum:

dantelistan dedi ki...

sorunu bilmiyorum belkide siz açıkladınız ben kaçırdım ama inanın çok üzüldüm öncelikle geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum siz şifanızı bulun gerisi zaten gelir iyi akşamlar