22 Ocak 2008 Salı

şık bir atkı

Çok şık.tek tığ ile yapılan bir atkı... resim:internetten

20 Ocak 2008 Pazar

Yeme de seyret

Nişan,düğün için sizlere bu güzel butik pastaları önerebilirim....
Tamamen yaratıcılığınıza kalmış,ister sevgilinize,ister nişanlınıza doğum günü süprizleri...
Deniz tutkunları için;
Değişik bir kutlama pastası daha....
Bu pastalara bayıldımmmmmm.
resim; Ded's

Çok şekerlerrrrrrrrrr

Tırtıl

Yine Esra ve Erva'ya ördüğüm atkılar(ikizler)

Dikdörtgen şal

Renkli sevenler için, güzel bir model.

İkizlerim

İkiz yeğenlerimin şalları.......

Atkılarım

Haroşa ile örülüp,üzerine motiflerden yapılmış cepler diktim.

Üçgen motifli, farklı renklerde 3 şal

SATILIK:SADECE KREM KALDI 20 YTL

floş ve gri üçgen şal

SATILIK:20YTL

Emir Faruk

Bu benim en küçük yeğenim,hayal dünyası çok geniş ve yaratıcı bir zekaya sahiptir.
Vazgeçemediği tek şey arabalarıııııııııı

Hediye kutuları

Kendimi o kadar çok kaptırmışımki boyamaya, ahşap malzeme kalmayınca evdeki hediye gelen karton kutulara saldırdım.....Ama çok güzel oldular,verniklendikten sonra hiçte karton bir kutu gibi görünmediler.

gümüş renkli kutu

Sevgililer gününde eşim için yapmıştım...

Sehpalarım

Dekopaj çalışmalarım

Kendi yaptıklarım

Ahşap boyama kursunda öğrendiklerimle evimi güzelleştiriyorum.
Aynayı yaparken gazete kağıtlarını gül şekline getirerek,mobilya tutkalı ile yapıştırdım.
Daha sonra boyayıp yağlı boya ile eskitme yaptım,kalp kutuda onu tamamladı.

19 Ocak 2008 Cumartesi

Kendi Kendisiyle Yetinmek

Yine uyuyamadım ve okuduğum kitaptaki bu bölüm çok hoşuma gitti,bunu yazmak istedim. Krallar hiç bir şeyimi almazlarsa bana çok şey vermiş olurlar`; hiç kötülük etmezlerse yeterince iyilik etmiş sayılırlar bana.Bütün istediğim budur onlardan. Ama nasıl şükrediyorum Tanrıya varımı yoğumu bana aracısız vermiş,beni yalnız kendisine borçlu kılmış olduğu için! Nasıl yalvarıyorum ona gece gündüz beni hiç bir zaman kimseye karşı ağır bir minnet altına sokmasın diye! Ne mutlu bir özgürlükle bunca zaman yaşadım: Onunla bitsin ömrüm! Bütün çabam kimseye muhtaç olmadan yaşamak. Bütün umudum kendimde.

18 Ocak 2008 Cuma

Kutup Yıldızıma

Yüzünden ılık bir rüzgar geçse Gözlerin kanatlansa, Yüreğin minik kuşum ...O sıcak yüreğin ! Bir nöbetçi gibi dimdik ayakta dursa. Şair bir sevgilin olsa, Onu istasyonda vursalar Katil kendini ele verse ("Ben yapmadım,onu bu şiir vurdu") dese Bütün herşey birden sussa. Sen yanıma gelsen, Eğilip yüzüme baksan, Usulcacık gözlüklerimi çıkarsan, Sonra bir sigara yaksan, Sakallarımın ucunu yaksan. Ben bir rüya gibi saçlarına konsam. Alnına mavi bir öpücük kondursam. Aşkımı gülüm... aşkımı O bıçak yarası gibi sızlayan aşkımı. Bir kor ateşi gibi avucuna koysam, Bizi bir kedi görse, Komşulara şikayet etse Elele tutuşup ordan kaçsak.. not;Eşimin bana yazdığı şiiri

Oturan kedim

Kedi olduklarını bilmiyorlar, sakın söylemeyinnn...

:)

17 Ocak 2008 Perşembe

Martı Pansiyonu ve Karım...

Martı pansiyonunda haftasonu
Cebimde param kısıtlı
Kum sıcak,çıtır çıtır...
Rüzgarın çıkmasını beklerdim.
Dinlenmeliydim biliyordum
ama seni çok özlüyordum.
üzümün sırası mı be adam
bağbozumu tepelerde kaldı
sen ise uzaklarda...
Akıllıydık çok çalışırdık,zehir gibiydik
hiç haram yemedik,hırsızlık yapmadık
kimseyi kandırmadık,kendi yağımızla kavrulduk,
ona buna el açmadık,yalvarmadık
kötüler bizden korkardı
çok onurluyduk gıkımız çıkmadı
ne ser verirdik ne de sır
ama çok aşık olurduk fakat şanssızdık
sert darbeler aldık
yılmadık sadece savrulduk
yine de aşık olurduk ( ben hergün sana )
Limanda tekneler sessizce kıpraşırdı
kediler balık nöbetindeydi
ben hep seni özlerdim
sessizce gözlerinden öperdim
güneş ensemi yakardı
hiç sevmezdim...
Martı pansiyonu gündüz sessiz olur
Misafirler denize gider
bir ben kalırdım verandada
bir de sen hep aklımda...
sıcak birden bastırırdı
avucumun içi terlerdi
canım deniz çekerdi
seni düşünürken sakallarım uzardı
yaz yağmuru için dua ederdim...

Dipnot; Sevgili eşimin bana yazdığı şiiri....

resimler ; Adolya , Jalca

16 Ocak 2008 Çarşamba

Beyaz ne demek....

Jim Skea
..........
Bugün yine karalar giyerek uyandım. Hiç kimsenin görmediği ama bizim 16 mayıs,tan itibaren giydiğimiz tek renk oldu.
Biz beş kardeşiz 4 kız 1 erkek.
Biz doğduğumuzda canım annem,beyaz yumuşak mendillerle ağzımızı silmiş,beyaz zıbınlar ve beyaz kundaklarla büyütmüş. Okula giderken yine beyaz mendil ve bu mendiller her zaman 2 tane olurdu.Birisi hiç kullanılmaz temizlik mendili diye yanımızda dururdu,kirlenmeden her seferinde yine yıkanır ütülenirdi.Beyaz kurdela,beyaz okul yakası ve yine beyaz soket çoraplarla annem bizi evden uğurlardı.
Evden her uğurlanışımızda tabiiki annem tarafından hep beyazlar içinde olduk.Çeyizimizde beyaz çarşaflar,beyaz örtüler,danteller her şey beyaz olarak yapmıştı annem ve bizi beyazlar içinde uğurladı evden.
Erkek kardeşimin sünnet kıyafeti bile beyaz subay kıyafeti gibiydi.Benim canın annemde bembeyaz tenli bir kadındı.Kalbide şu kirlenmeyen mendilimiz gibi bembeyaz ,tertemiz ve iyilik doluydu.
İşte o gün ,hiç bir zaman gelmesini istemediğimiz o gün 16 mayıs günü biz annemizi beyazlara sarıp evden uğurladık ve o gün beş kardeş karaları giydik.O günden beri dışarıdan insanlar bizi farklı renklerde görseler bile bizim hepimizin içinde o kara renk giyilidir.
Allah'tan anneme ve herkesin ölmüşlerine rahmet diliyorum.